En güzel gelenektir ustalık - çıraklık geleneği!
22 Mayıs 2025 12:20

En güzel gelenektir ustalık - çıraklık geleneği!

Yedi asra yaklaşan bir geçmişin izlerini taşıyan yağlı güreş, Anadolu çayırlarında davulun yüreği titreten vuruşlarıyla, zurnanın kıvrak sesiyle ve cazgırın göğe yükselen naatlarıyla yalnızca bir spor değil; bir medeniyetin, bir vicdanın ve bir ruh terbiyesinin sahnesine dönüşür.

Her pehlivanın teriyle sulanan o meydanlarda, ustalık ve çıraklık geleneği sadece bir bilgi aktarımı değil, nesiller boyu devrolunan bir ahlâk emanetidir.

Bu gelenek, Türk spor kültürünün yalnızca maziyle bağını korumaz; aynı zamanda bugünün anlamını derinleştirir, yarının istikametine yön verir.

 

BAŞARIDAN ÖNCE TERBİYE

Yağlı güreşte usta, yalnızca bir pehlivan değil; bir rehber, bir ahlâk öğretmeni, bir karakter ustasıdır. Çırak ise sadece kuvvetle değil, edep, sabır, sadakat ve tevazu ile yoğrulmuş bir yolcudur.

Bu ilişki, teknik bilgi aktarımının ötesinde bir hayat okuludur. Bir çocuk, önce seyirci olur, sonra güreşçilere özenir, ardından çıplak ayakla çayıra çıkar ve ustasının gözetiminde pehlivanlık yoluna adım atar.

Bu yol, yetenekten önce sabır, başarıdan önce terbiye ister. Başpehlivanlığa giden bu uzun ve onurlu yolculuk, sadece kas gücüyle değil; ruh terbiyesiyle yürünür.

 

HER ÇIRAK BİR GÜN KENDİ ÇIRAĞINI YETİŞTİRİR

Modern spor dünyasında sıklıkla göz ardı edilen “Süreklilik” ilkesi, yağlı güreşte usta-çırak ilişkisiyle doğal bir şekilde sağlanır. Her usta, yalnızca teknik bilgi değil, aynı zamanda yaşanmışlık, gelenek ve şuur aktarır. Her çırak, bir gün kendi çırağını yetiştirmenin sorumluluğuyla büyür.

İşte bu eşsiz zincir, bu nedenlerle yüzyıllardır kırılmadan günümüze kadar ulaşmıştır. Bu zincir, Türk spor kültürünün köklerinden kopmadan geleceğe taşınmasının en sağlam teminatıdır.

 

PEHLİVANLIK AYNI ZAMANDA ÖFKEYİ KONTROL ETME SANATIDIR

Yağlı güreşin estetik mirası, yalnızca er meydanında değil; toplumsal hayatın her alanında hissedilir. Bu spor, kuvvetin ötesinde bir duruş, bir vakar, bir saygı öğretisidir. Çırağın ustasına gösterdiği hürmet, seyirciye, rakibe ve kendisine olan tavrına da yansır. Pehlivanlık, yalnızca galibiyet arayışı değil; öfkesini kontrol etme, zaferi paylaşma, mağlubiyeti onurla karşılama sanatıdır. Bu yönüyle yağlı güreş, genç kuşaklara sadece fiziksel yetkinlik değil, yüksek bir insanlık şuuru kazandırır.

 

İÇİNDEKİ NEFSİ YENMELİSİN

Bugün modern spor eğitiminde çoğu zaman göz ardı edilen manevi değerler, yağlı güreş geleneğinde başroldedir. Burada eğitimin ilk adımı, karakter inşasıdır.

Usta, çırağının sadece rakiplerini değil, kendi içindeki nefsi yenmesini de ister. Bu anlayış, Türk sporuna yalnızca başarılı sporcular değil, örnek bireyler kazandırır.

Dolayısıyla yağlı güreşte ustalık ve çıraklık geleneği, yalnızca bir teknik aktarım sistemi değil; derin bir ahlâkî formasyon, yaşayan bir kültür ve millet hafızasıdır.

Yedi asırdır dimdik ayakta kalan bu gelenek, sadece geçmişin anısı değil; geleceğin de anahtarıdır.

Ona sahip çıkmak, Türk sporunun özüne dönerek, köklerinden aldığı ilhamla geleceğe sağlam adımlarla yürümesini sağlamak demektir.

Not: Türk yağlı güreşinin genetik kodlarına müdahale edilmediği sürece, bu kadim gelenek asırlardır olduğu gibi kendi yolunda yürümeye, zamanın ötesinden bugüne uzanan onurlu yolculuğunu sürdürmeye devam edecektir.

"Kalın Sağlıcakla"

 

Şener Sar - Nokta Gazetesi 

Güncelleme: 22 Mayıs 2025 12:29
BENZER HABERLER
X