Bunlar hep Engin Koyun ve Fırat Gül'e eksi yazar

 

Bunlar hep Engin Koyun ve Fırat Gül'e eksi yazar

Kimileri sonuç odaklı bakarlar hayata...

Kimileri, sonuçtan bağımsız sürecin, süreçlerin koynunda yaşarlar…

Bu farkın temelinde yatan şey “Bakıştır” elbette.

Kocaelispor’u yönetenler için sezon başından bu yana verilen cevap genelde “Galip geldik daha ne istiyorsunuz” bakışı…

Kentin dinamiklerinde de genel itibariyle bir homurdanma, memnuniyetsizlik hakim.

Zira beklentiler, vaatler ve gerçekler “Söz sahipleriyle” aynı yerde kesişmiyor.

Peki meseleye nereden bakacağız?

Fırat Gül, Diyarbekir maçından sonra dedi ki “Bu tip maçlarda alınan puanlar çok önemli”

3 puan 3 puandır yani…

 

DÜŞEN BİZ OLDUK

Geçen sezon “Kesin düşer” gözüyle baktığımız Menemen’e, transfer yasaklı Gençlerbirliği ve Denizli’ye 5’er puan kaybettik!

Düşen biz olduk!

Bu maçları oynamak, üstesinden gelmek çok önemli.

Her maça üç puan veriyorlar tamam da “Oyun olarak yenilmek” diye de bir şey var!

Şampiyonluk hedefi olan bir takım olarak, nasıl olur da, oyun olarak küme düşme adayı takımlara oyun olarak yeniliyoruz!

Artık anlamaya çalışmaktan da vazgeçtim…

 

SAVUNMA HATTI!

Net skorlarla kazandığımız maçlarda bile oyun olarak kazanamama alışkanlığımızı kazanmış değiliz.

Sezon başında gönderilen, yerlerine getirilen, şöyle kadromuz var, böyle takımız denildikten sonra, bu kadar sıkışık bir kadro ile mücadele etmemizi tek sorumlusudur Fırat Gül…

Bunlarla da bitmiyor.

Savunma hattında sezon başında ayrılan isimlerden sonra, yapıya uymayan oyuncularla kurulmaya çalışılan savunma kurgusu için bize “Şampiyonluğu getirecek savunma hattı bu” diye bize ne nasıl kaktırdılar?

 

İZMİR TAYFASI

İyi performansından sonra Beykan dönünce gelince hemen Cem’in yedek kulübesine çekilmesi…

Sezon başından beri beklentilerin çok uzağında olan Mertan’dan başka golcümüzün olmayışı…

Aslında Yusuf Efe var da… Bu işler menajer bağlantılı tabi… Bu İzmir tayfası… Tarık ve Barış’tan bahsediyorum… Diyarbekir maçına da gelmişler… Hem de protokolden izlemişler…

Ah Engin Koyun ahh!!! Bu insanları sen alet ettin başımıza!

Sezon başından beri, bulduğu hiçbir şansı değerlendiremeyen, altyapımızdan, şans verilmeyen birçok gencimizin çok daha yetenekli olduğu Hazarhan’ın, şampiyon olacak takımın “Kurtarıcı yedek” olarak transfer edilip, kadroda tutulması…

Bunlar hep Fırat Gül’e ve onu hala bu takımda tutan Engin Koyun’a eksi yazıyor…

Şimdi devre arasında gönderdiniz diyelim… O zaman benim alt yapımdan gençlerin vebali kimin üzerinde olsun?

 

YİĞİT CANGURU

Mehmet Yılmaz hastaydı… Zaten oyundan çıkarken eli yüzü bembeyazdı çocuğun. Fedakarca oynadı sağ olsun…

Ancak Mehmet Yılmaz’ın yerine neden maça sol bek orijinli Mehmet Sak girer?

Mehmet Sak’ın geçen Vanspor maçındaki performansından memnun olan var mıydı?

Dahası 73’te oyuna giren Sak’ın, 90’da kaybettiği topa koşmaya mecali yoksa neyi konuşacağız!

Geçen de dedim… Yiğit Cangruru’yu gönderin… Çocuğa yazık ediyorlar, bitiriyorlar…

Sadece ona değil ki, ne kadar gencimiz varsa hepsine yazık, hatta ayıp ediyorlar…

Fırat Gül’ün korkak futbolu ve anlayışı da bu çocukların kaybedilmesi için yeterli bir kriter..

 

MESUT CAN 11’İ HAK EDİYOR

Mesut Can’ı gördük değil mi?

Çocuk 20 dakikada içeride parlayan tek isimdi…

Ayakları iyi bu çocuğun…

Geriden oyun kurmaya çalışıyoruz ya hani, sezon başında da puanlar kaybettik… Serik, Buca gibi maçlardan bahsediyorum…

Neden hiç düşünülmedi bu çocuk?

Mehmet Taş da Mehmet Taş…

Yiğitali zaten devre dışı…

Kesin devre arasında gider…

Onlarla birlikte gidecek olanlar da var…

Ne diyordu Marx: Bana da bu vasat severlerden gına geldi Hacım.

Gökhan son dakikada o topu çıkarmasaydı, görürdüm bu “söz sahiplerini”…

 

Yazarın tüm yazıları